Erhan Karabağ ile SAHNE ÖNÜ, SAHNE ARKASI
Bu serinin sıradaki konuğu, ACP Yapı Elemanları’nın kurucusu Erhan Karabağ. Onunla yalnızca iş stratejilerini ve markalarının vizyonunu değil, aynı zamanda kişisel ilgi alanlarını, ilham aldığı noktaları da konuştuk. Erhan Karabağ’ın sahnenin önünde olduğu kadar, sahne arkasındaki dünyasına göz atmaya hazır olun!
SAHNE ÖNÜ
Öncelikle hem kendinizden hem de firmanızın hikâyesinden kısaca bahsedebilir misiniz?
1976 yılında Ankara’da doğdum. İnşaat mühendisliği eğitimimi Dokuz Eylül Üniversitesi'nde tamamladıktan sonra, sektöre ilk adımımı büyük ölçekli projelerde şantiye şefliği yaparak attım. Zaman içinde farklı görevlerde sorumluluk alarak hem teknik hem yönetsel açıdan deneyim kazandım. 2003 yılında otomatik kapı sistemleri alanında çalışmaya başladım ve bu alanda kendimi geliştirmeye devam ettim. 2013 yılında ACP Yapı A.Ş.’yi kurarak, sektörde edindiğim bilgi birikimini kendi vizyonumla birleştirme yolculuğuna çıktım.
ACP Yapı’yı kurarken temel hedefim; mühendislik disiplinini, kaliteli üretim anlayışı ve yenilikçi çözümlerle birleştiren bir yapı inşa etmekti. Bugün yangın dayanımlı camlı sistemlerden otomatik geçiş çözümlerine, akıllı açılır sistemlerden inşaat ve taahhüt hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyoruz. Almanya, İsviçre, Polonya ve İtalya gibi ülkelerin öncü markalarıyla kurduğumuz güçlü iş birlikleri sayesinde, projelerimize dünya standartlarında ürün ve hizmet sunuyoruz.
Yurt içi ve yurt dışında yüzlerce projede çözüm ortağı olduk; her projede müşteri memnuniyetini önceleyen, mühendislik temelli ve uzun vadeli bir iş anlayışını benimsedik. Bu yolculukta, yalnızca teknik bir firma değil; aynı zamanda güvenilir bir iş ortağı olma hedefiyle ilerliyoruz.
Şirketinizi sektörde farklı kılan özellikler nelerdir?
Şirketimizi sektörde farklı kılan en önemli özellik, işimize duyduğumuz tutkuyu mühendislik bilgisiyle birleştirerek her projeye özel çözümler sunabilmemizdir. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını yalnızca teknik açıdan değil, aynı zamanda operasyonel süreçlerine en uygun şekilde değerlendirerek ürün ve hizmet geliştiriyoruz.
Üretimden montaja kadar tüm süreçlerde kalite odaklı çalışıyor; yerinde servis anlayışımız ve satış sonrası desteğimizle uzun vadeli iş birlikleri kuruyoruz. Ayrıca yenilikçi bakış açımızı koruyarak, sektördeki teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor ve uygulamalarımıza entegre ediyoruz. Bu da bizi yalnızca bir tedarikçi değil, aynı zamanda güvenilir bir çözüm ortağı haline getiriyor.
Sektördeki genç profesyoneller veya yeni girişimciler için önerileriniz nelerdir?
Sektöre yeni adım atan genç profesyonellere ve girişimcilere ilk önerim, sabırlı olmaları ve öğrenmeye açık kalmalarıdır. Bu sektör; teknik bilgi, saha deneyimi ve insan ilişkilerinin iç içe geçtiği dinamik bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla sadece teorik bilgi değil, sahada edinilen deneyim de büyük önem taşır.
Ayrıca iş disiplini ve güvenilirlik, bu alanda uzun vadeli başarıyı belirleyen temel unsurlardır. Yapılan her işin arkasında durmak, verilen sözü zamanında ve eksiksiz yerine getirmek sizi öne çıkarır.
Teknolojiyi yakından takip etmek ve dijitalleşmeyi iş süreçlerine entegre etmek, yeni nesil profesyonellere büyük avantaj sağlar.
Son olarak; sektörde fark yaratmak isteyen gençlere tavsiyem, kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli değerlere odaklanan bir iş anlayışını benimsemeleridir. Bu yaklaşım, hem itibar kazandırır hem de sürdürülebilir büyümenin temelini oluşturur.
İnovasyon, şirketinizin çalışma biçiminde nasıl bir rol oynuyor?
İnovasyon, yalnızca ürün geliştirme süreçlerimizde değil, aynı zamanda iş yapma biçimimizde de temel bir rol oynamaktadır. Sektörümüz hızla değişiyor; müşteri beklentileri, güvenlik standartları ve teknolojik gelişmeler sürekli evrim geçiriyor.
Bu dönüşümde en önemli destekçilerimiz çözüm ortağı firmalarımızdır. Otomatik kapılar konusunda Dormakaba, pencere açma mekanizmalarında Comunello, yangına dayanıklı camlı sistemlerde ise Procural firmaları ile iş birliği yapıyoruz. Bu firmalar, sürekli yenilik üreten, ürünlerini geleceğe uyarlayan ve eğitim faaliyetleriyle bizi destekleyen yapılarıyla, inovatif yaklaşımımıza büyük katkı sağlıyor.
Teknik ekibimiz bu yeniliklere hızla adapte olarak müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak için sürekli bir çaba içinde. Ayrıca makine parkımıza yaptığımız yatırımlar ve yazılım-donanım destekli çözümler sayesinde iş süreçlerimizi mümkün olan en hızlı ve verimli şekilde yürütüyoruz. Kurumsal hafıza oluşturarak, her müşteri deneyiminden öğreniyor ve bu deneyimleri sistemli biçimde kayıt altına alıyoruz.
Bizi sektörde farklı kılan bir diğer unsur da inovasyonu yalnızca teknik bir kavram değil, ekip içi iletişimden müşteri hizmetlerine kadar iş kültürümüzün temel bir parçası olarak görmemizdir. Her çalışanımızın fikir üretmesine ve süreç iyileştirmelerine katkıda bulunmasına olanak tanıyan bir yapıyı destekliyoruz.
Bir yapı lideri olarak sektörde farklı paydaşlar arasında nasıl bir köprü oluşturuyorsunuz?
Bir yapı lideri olarak, sektörde üretici, uygulayıcı, tedarikçi ve nihai kullanıcı gibi farklı paydaşlar arasında güvene dayalı, sürdürülebilir bir iletişim köprüsü kurmayı öncelikli sorumluluğum olarak görüyorum.
Bu anlayış, hem ACP Yapı çatısı altındaki liderlik vizyonumda hem de başkanlığını yürüttüğüm Otomatik Kapı Sanayici ve İş Adamları Derneği (OKSİAD) faaliyetlerinde kendini göstermektedir.
OKSİAD olarak sektörü bir araya getiren, ortak akıl oluşturan ve mesleki gelişimi teşvik eden bir yapı kurduk. Her yıl düzenlediğimiz Genel İstişare Toplantıları —örneğin 2024 yılında Antalya’da gerçekleştirdiğimiz organizasyon— kamu, özel sektör ve akademi arasında köprü kurarak önemli kazanımlar sağlamıştır.
OKSİAD Akademi bünyesinde oluşturduğumuz Otomatik Kapı Laboratuvarı, genç mühendis ve teknik personel için uygulamalı eğitim fırsatları sunarak sektöre nitelikli insan kaynağı kazandırmaktadır. Yayın faaliyetlerimiz ise kamuoyunun bilinçlendirilmesine katkı sağlamaktadır.
ACP Yapı olarak ise projelerde yalnızca teknik çözüm sunan bir firma değil; iş ortaklarıyla uzun soluklu ilişkiler kuran, öneri geliştiren ve her aşamada sorumluluk alan bir yapı inşa ediyoruz.
SAHNE ARKASI
Zor bir kararla karşılaştığınızda sizi ileriye taşıyan temel değer ne oldu?
İş hayatında zor kararlar kaçınılmazdır. Özellikle yapı sektörü gibi çok boyutlu ve zamanla yarışılan bir alanda bu baskı daha yoğun hissedilir. Bu gibi durumlarda beni ileriye taşıyan temel değer, sakinliğimi koruyarak çözüm odaklı kalabilme yeteneğim oldu.
Kriz anlarında panik veya öfke, süreci yönetmek yerine içinden çıkılmaz hale getirebilir. Ben ise öncelikle büyük resmi görmeye, ardından konuyu parçalara ayırarak sistematik biçimde çözmeye odaklanırım. Bu yaklaşım, ekip arkadaşlarıma da güven verir ve süreci sağlıklı bir şekilde yönetmemizi sağlar.
Zaman baskısı, teknik aksaklıklar ya da tedarik sorunlarıyla karşılaştığımız projelerde bile hiçbir zaman duygusal tepkilerle hareket etmedim. Hep şu soruya odaklandım: “Bu durumdan en az zararla nasıl çıkarız ve süreci nasıl yeniden kontrol altına alırız?”
Ayrıca ekip ruhuna ve istişareye büyük önem veririm. Farklı bakış açıları, kriz anlarında bile yol gösterici olur. Bana göre insana ve iletişime yatırım yapmak, en zor anlarda bile doğru kararı verebilmenin temelidir.
İş hayatında en gurur duyduğunuz başarınız nedir?
İş hayatımda birçok önemli an yaşadım; ancak en çok gurur duyduğum başarı, 27 yıllık istikrar ve tecrübe temelinde kurduğumve 13 yıldır faaliyette olan ACP Yapı ailesini oluşturmuş olmaktır.
Zorluklarla dolu birçok projeyi başarıyla tamamladık. Bunların en anlamlısı, pandemi döneminde ülkemizin sağlık sistemine destek amacıyla gerçekleştirdiğimiz Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi Projesi’dir. Sadece 45 gün gibi kısa bir sürede 1.400 adet otomatik kapının üretim ve montajını eksiksiz tamamladık. O dönemde biliyorduk ki her teslim ettiğimiz kapı, bir cana umut oluyordu.
Ancak en kalıcı başarım, bu süreçleri birlikte yürüttüğüm ekip arkadaşlarımla oluşturduğumuz şirket kültürüdür. ACP Yapı’da yalnızca iş değil; güven, samimiyet ve aidiyet duygusu da üretiyoruz. Bu yapı, başarılarımızın sürdürülebilirliğini sağlayan en temel unsurdur.
Benim için başarı, yalnızca rakamlarla değil; insanla, emekle ve güvenle anlam kazanır. Ve bu anlamı her gün birlikte büyüttüğümüz için büyük mutluluk duyuyorum.
İş dışında sizi heyecanlandıran hobiler veya ilgi alanlarınız nelerdir?
İş dışında en büyük keyif aldığım aktivitelerden biri spor müsabakalarını takip etmektir. Özellikle futbol tutkum, rekabetin heyecanını hissetmek ve takımımın performansını değerlendirmek bana enerji veriyor.
Ayrıca kitap okumak zihnimi dinlendiriyor ve yeni bakış açıları kazandırıyor. Sinema ise farklı dünyalarla tanışmak, sanatın gücünü hissetmek açısından vazgeçilmez bir alan.
Doğayla iç içe olmak benim için çok önemli. Doğa yürüyüşleri sayesinde hem fiziksel hem de zihinsel olarak yenileniyorum. Deniz kenarında zaman geçirmek ise bana huzur ve dinginlik sağlıyor; özellikle yoğun iş temposundan sonra bu tür molalar benim için büyük bir denge unsuru oluyor.
Bu hobilerim, iş hayatımdaki dinamizme dengeli bir destek sunarken, yaşamın sadece çalışmaktan ibaret olmadığını hatırlatıyor. Dolu dolu bir yaşam için hem üretmek hem de kendine zaman ayırmak gerektiğine inanıyorum.
Eğer bir gün tamamen işten uzaklaşma şansınız olsaydı, zamanınızı nasıl değerlendirmek isterdiniz?
Eğer bir gün iş hayatından tamamen uzaklaşma şansım olsaydı, zamanımı doğayla baş başa geçirmeyi tercih ederdim. Özellikle bir teknede, sakin bir koyda, denizin hafif dalgalarının sesi eşliğinde sadece doğanın ritmine uyum sağlayarak yaşamak benim için gerçek bir huzur anlamına gelir.
Böyle bir ortamda kitap okumak, hafif bir müzikle gün batımını izlemek, zamanı ölçmeden yaşamak… Bu sade ama derin anların insanı ruhen beslediğine inanıyorum.
Ayrıca daha çok seyahat etmek, farklı kültürleri tanımak ve yaşadığım tecrübeleri gençlerle paylaşabileceğim bir mentorluk platformu kurmak da hayalini kurduğum şeyler arasında. Üretmekten tamamen kopmadan, daha özgür ve anlam odaklı bir yaşam sürmek isterdim.
Doğanın sunduğu sadelik ve iç huzur, yoğun bir iş yaşamının ardından hem zihinsel bir reset hem de yeni bir başlangıç olabilir. Çünkü bazen sadece yavaşlamak bile büyük bir kazançtır.