Yapı Kataloğu - Nitelikli Mekan Yaratma Platformu

Bize Ulaşın +90 (850) 303 27 83
  • KAA Works

TARİHSEL BİR DİYALOG MEKANI OLARAK GEÇMİŞTEN BUGÜNE HANLAR BÖLGESİ

Bir akış şehridir Bursa, tarihin buradan aktığı, yeşilin yollar boyu uzandığı…

Osmanlı, dünyayı saran uzun yolculuğuna, İpek Yolu güzergâhının Anadolu’daki son duraklarından ve önemli merkezlerinden biri olan Bursa’dan başlamıştır.

Tarih boyunca konumu nedeniyle hem Asya hem de Avrupa kültüründen etkilenen kentte; Hitit, Lidya, Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültürleri izler bırakmıştır. Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış şehrin bugün Hisar bölgesi olarak bilinen merkezinde gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar, yerleşimin yaklaşık 8500 yıl öncesine dayandığını göstermektedir.

Hanlar Bölgesi’nde, tek tek incelendiğinde yapısal ve geometrik olarak sert ve kararlı duran han, hamam, cami ve bedesten yapılarının kent içindeki konumlanışlarının oldukça serbest olması; bu serbestlikten doğan köşe bucak mekânlar, organik sokaklar, küçük mahallelere varan yokuşlar, yolların kesişiminde ortaya çıkan meydancıklar, büyülü kent diyaloğunu kuran ana unsurlar olarak öne çıkmaktadır.

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve birçok uluslararası kaynağa da konu olan bu güçlü kent ilişkisi zamanla zedelenmiş; alınan hatalı imar kararlarıyla birlikte geniş caddeleşme süreçleri ve birçok kentte rastlanan cadde boyu apartmanlaşma eğilimiyle tahrip olmuştur. Zamanla dikilen bitişik nizam 5-6 katlı nokta bloklar, tarihi silüetin önüne set çekmiş ve Hanlar Bölgesi’nin Hisar’la olan bağlantısı kopmuştur. Yapı stoğu arttıkça otopark ihtiyacı da yükselmiş, tarihin organik sokakları ve küçük boşlukları araç kirliliğiyle dolmuştur. Kültür, tarih ve turizmin yerini zamanla ticari kaygılarla müdahale edilmiş tescilli yapılar, dükkânlar ve araçlar almıştır.

Alan, 2020 yılında yarışmaya açılmış ve 2021 yılında kamulaştırma süreci başlatılmıştır. Bu gelişmelerin ardından, tarihin yeniden gün yüzüne çıkarılması ve kamusal değerinin geri kazandırılması amaçlanan ortak miras için proje çalışmaları başlatılmıştır.

“Hanlar, kervansaraylar... İşte eski yolculukların sihrini yapan şeyler... Bir kervana katılmak, bir handa gecelemek... Bir gece için tanışmak, ertesi sabah ayrılmak, hayatına bir şey katmak şartıyla görmek...” (Tanpınar, 1985)

Kentin bu güçlü akışının önemli bir kesiti olan Hanlar Bölgesi’ni anlamaya çalışmakla başlayan süreçte, asıl meselenin yeniden tasarlamak ya da icat etmekten ziyade; tarihin, kültürün ve işlevin teknikle kesiştiği noktaları bir araya getirerek katmanlı bir bütünlük ortaya koymak olduğu anlaşılmıştır.

Alana dair tüm bileşenlerin—taşı, toprağı, yeşili, sokağı, avlusu, duvarı, çeşmesi—birbirinden ve tarihinden kopmadan; en küçük parçasından bütüne doğru birbirini tamamlayan ve besleyen unsurlar olarak ele alınması hedeflenmiştir.

Zemin inşasında kullanılan taşlar, Osmanlı’nın Bursa’ya gelmeden önce beylik olarak var olduğu ve ilk ayak bastığı Söğüt’teki ocaktan çıkarılarak mümkün olduğunca az işlenmiş biçimde alana getirilmiştir. Bursa ve Söğüt taşları, Hanlar Bölgesi’nde yapılan kazılarda çıkarılan kayrak taşlarıyla birlikte kullanılarak anlamlı bir kompozisyon oluşturulmuştur.

Tarihi yapıların alan genelinde oluşturduğu kendine özgü kent artikülasyonunun, eski harita okumalarından edinilen bilgilerle devam ettirilmesi; bazen boşlukların doldurulması, bazen eksikliklerin olduğu gibi bırakılıp yokluklarıyla hatırlanması, bazen ise güncel yaşamın sunduğu yaşanmışlıklarla harmanlanması, bir tasarım kompozisyonu olarak işlenmeye başlanmıştır. Alandaki yoğun eğimin, parçalı ölçekli mekânlar yaratma zorunluluğu getirdiği fark edilmiştir.

Mevcut yapıların serbest düzeni, farklı yönelimleri ve kesişim noktalarında oluşan ara mekânlarla ortaya çıkan kurgu, coğrafyanın bir yönlendirmesi olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle, bir metin yazmaktan ziyade, mevcut metnin eksik cümlelerini tamamlamak gibi bir yaklaşım benimsenmiştir. Han avlularını takiben oluşan küçük kent avluları, bu avluları birbirine bağlayan meydancık sokaklar ve Tophane’den süzülen yeşili karşılayan çınarlar, ıhlamurlar bu bağlamda yerleştirilmiştir.

Han avlularının ardından coğrafyanın sunduğu avantajlar doğrultusunda yönlenip biçimlenen üç ana meydan; çevresindeki yolları, amfileri, küçük birimleri ve oturma duvarlarını yönlendirmektedir.

Alanın en kuzeyinde, Cumhuriyet Caddesi girişinde ve Pirinç Han’ın önünde konumlanan Pirinç Han Meydanı, Cemal Nadir Caddesi ile ilişkilenerek birçok yönden gelen ziyaretçileri karşılayan en hareketli meydandır. Hemen arkasında yer alan, sivil mimari örneği ahşap Türk evi, turist karşılama ve sergi evi olarak işlevlendirilmiştir. Bu yapı, alanın tarihini, Bursa’nın değerlerini ve kültürel mirası ziyaretçilere aktarma sorumluluğunu üstlenmiştir.

Alan genelinde yaşanan otopark sorununun çözümüne yönelik olarak, Pirinç Han Meydanı’nın altında projelendirilen yer altı otoparkı, kaldırılan yapı bloklarının sınırında kalmak suretiyle tarihe fazla yanaşmadan alanın yayalaştırılmasına katkı sağlamaktadır.

Caddenin içlerine doğru ilerledikçe sessizleşen, bir yanında Pirinç Han’ın duvarının, diğer yanında İpek Han’ın ve Bakırcılar Çarşısı’nın yer aldığı İpek Han Meydanı, tarihin ortasında bir kent avlusuna dönüşmektedir. Bir köşesinde Sarıca Sungur Türbesi, hemen yanında ise 18. yüzyıla ait kalıntıların bulunduğu gezilebilir arkeolojik alan, ziyaretçilere tarihsel bilgileri sessizce sunmaktadır.

Alan içindeki kot farklılıkları, mekânsal çeşitliliği beraberinde getirmektedir. Bazen bir oturma duvarına, bazen bir amfiye, bazen bir ağacın çevresini saran taş saksıya, kimi zaman birkaç basamağa ya da meydana çıkan eğimli bir yola dönüşmektedir.

Üç ana meydandan biri olan ve Bakırcılar Çarşısı çıkışını karşılayan Çarşı Meydanı, çarşının yoğunluğunu seyreltmeyi hedefleyen bir duraklama alanı olarak tasarlanmıştır. Yakınındaki parkla, oturma ve dinlenme alanlarıyla birlikte bu işlevini desteklemektedir.

Meydana bakan ve kot farkı nedeniyle kısmen gömülü olan küçük yapı, halkın ihtiyaçlarına yönelik hizmet birimlerini (örneğin tuvaletleri) içermektedir. Bu birim, tarihin önüne geçmeyecek biçimde konumlandırılarak düz ayak erişilebilir bir mekân oluşturmuştur.

Her meydana konumlandırılan su ögeleri ve çeşmeler, meydanda oturan biri için su sesinin önemini vurgulamaktadır. Sular, Bursa’nın oluşumunda belirleyici bir unsur olduğundan, Evliya Çelebi’nin “Velhasıl, Bursa sudan ibarettir” sözüyle bu önem vurgulanmaktadır.

Projenin belki de en önemli meselesi, bu kıymetli dokunun tarih boyunca biriktirdiği anlamları gözeterek nihai haline ulaşmasını sağlarken, Tophane ve kaleyle olan bağın güçlendirilmesidir. Bu bağ kurulur ve görsel olarak yıkım işleri ön planda gibi görünse de, esas mesele hanlar ve karşı yamacın arasındaki ilişkiyi yeniden tesis etmek, küçük ölçekli birimler, meydancıklar, kademeler ve yollar aracılığıyla bu sürekliliği yeniden kurmaktır.

Tarihsel dokunun tamamlanması sürecinde, bağlamın yeniden kurulması hedeflenmiş; Söğüt taşının Hanlar Bölgesi’ne kavuşması, Tophane’den gelen yeşil dokunun alanın içine akıtılması, Bursa’ya özgü ağaç ve bitkilerle yeşil alanların oluşturulması gibi adımlar bu amaca hizmet etmiştir. Han avlularının eski haritalardaki gibi tanımlı ama serbest bir örüntüyle kent avluları olarak meydanları tanımlaması, üzerine eklenen her kent ögesinin bu bağı güçlendirmek üzere iş birliği yapmasını sağlamıştır.

İklim krizinin etkilerinin giderek arttığı günümüzde, proje sürecinde önemsenen bazı hususlar tasarım kararlarına yansıtılmıştır. Zemin inşası için Bursa taşı ve en yakın ocaktan tedarik edilen Söğüt taşı kullanılmış, kazılar sırasında çıkarılan kayrak taşlarıyla birlikte yerleştirilmiştir. Verneküler yaklaşımın ön planda tutulduğu bu tasarım anlayışıyla lojistik kaynaklı karbon salımı en aza indirilmiş, doğal malzemelerle ısı adası etkisi engellenmiştir.

Zemin döşemelerinde beton imalatından kaçınılarak geçirgen zeminler oluşturulmuş, bu sayede eğimden kaynaklı taşkın riski azaltılmıştır. İlkbaharda yeşeren, sonbaharda sararan zeminler aracılığıyla “yaşayan zemin” kurgusu benimsenmiş, iklim geçişleri doğal yollarla yansıtılmıştır.

Ekip Listesi

Proje Yeri: Osmangazi,Bursa

Proje Ofisi: Kantarcı Avcı Mimarlık / KAA works

Proje Ekibi: Ece Avcı Kantarcı, Bahadır Kantarcı, Egemen Onur Kaya, Merve Kalkan, Ertuğrul Yıldız, Gün Rodoplu, Yunus Emre Görgüç, Sıla Kutlu 

İşveren: Bursa Büyükşehir Belediyesi

Şantiye Ekibi: Arda Durmuşoğlu, Esin Kütüklü, Doğan Karakaş

Bitkisel Peyzaj Projesi: Zeynep Hagur Sorguç, Barış Ekmekçi

Statik Projesi: Bülent Binici

Mekanik Projesi: Alpaslan Sütbaş, Fevzi Kazaz

Elektrik Projesi: Emrah Güravşar, Hüsnü Ersalıcı

Grafik Tasarım: Dilara Sezgin

Fotoğraf: Egemen Karakaya

Mimari Uygulama Sorumluluğu: Kantarcı Avcı Mimarlık / KAA works

Proje Yılı: 2021

İnşaat Başlangıç Yılı: 2022

İnşaat Bitiş Yılı: 2024 (1.Etap) - Halen Devam etmektedir.

Toplam İnşaat Alanı: 19.000 m²