Mutfaklara estetik, dayanıklılık ve teknolojiyi bir arada sunan T-One Porselen Tezgah, gastronomi dünyasının sevilen ismi İdil Yazar ile şehre lezzet katan mekanları keşfe çıkıyor. "İstanbul Tadında" adlı YouTube serisi, İdil Yazar’ı şehrin üç ikonik lezzet durağıyla buluşturuyor: Kurtuluş’un gözde mekanı Marinee Kaburga, Boğaz’a nazır balık keyfinin adresi Kaya Restaurant ve Mısır Çarşısı’nın tarihi atmosferini yansıtan Pandeli.

Serinin ilk bölümünde İdil Yazar, Kurtuluş’un gözde mekanı Marinee Kaburga’nın kurucusu Mari Esgici’ye konuk oldu. Marinee Kaburga’nın meşhur özel soslu havuç salatası ve köz patlıcanlı böreğinin inceliklerini öğrendikten sonra bu tarifleri T-One tezgah üzerinde hazırlayarak izleyicilere pratik ve keyifli bir gastronomi deneyimi sundu.

Seri boyunca Yazar, bu mekanların usta şeflerinden ilham veren tariflerin sırlarını öğrendikten sonra, bu lezzetleri T-One tezgahların konforu ve şıklığıyla donatılmış LUKitchen'da kendi yorumuyla evde uygulanabilir hale getirecek.

Şefin Yaratıcılığına Zemin Hazırlayan Özgürlük: T-One

Bir şefin ilhamı, çalıştığı yüzeyin sunduğu olanaklarla doğrudan ilişkilidir. T-One Porselen Tezgah, 162x323 cm’ye varan ebatları ve farklı kalınlık seçenekleriyle mutfaklarda tasarım bütünlüğü sunarken, en önemlisi yaratıcılığın önündeki tüm sınırları kaldırıyor. Geniş ve pürüzsüz yüzeyi, bir şefin malzemelerini özgürce yayabileceği, kesintisiz çalışabileceği ve en cüretkar fikirlerini bile hayata geçirebileceği bir tuval işlevi görüyor.

T-One ile mutfak, sadece yemek pişirilen bir alan olmaktan çıkıp bir atölyeye dönüşüyor. Yüzeyinin çizilmelere karşı üstün dayanıklılığı sayesinde doğrudan üzerinde kesme ve doğrama işlemleri yapılabiliyor; fırından çıkan sıcak bir tepsi veya ocaktan alınan bir tencere, ısıya karşı dirençli yapısı sayesinde tezgaha gönül rahatlığıyla konulabiliyor. Bu fiziksel özgürlüğe, uluslararası geçerliliğe sahip NSF Sertifikası ile tescillenen hijyenik yapısı da ekleniyor. Gıdayla doğrudan temasa uygun olduğunu kanıtlayan bu özellik, şefin aklını yalnızca “tezgahı koruma” endişesinden değil, aynı zamanda sağlık ve güvenlik kaygılarından da arındırarak tüm dikkatini lezzete ve sunuma vermesini sağlıyor.