Yapı Kataloğu - Nitelikli Mekan Yaratma Platformu

Bize Ulaşın +90 (850) 303 27 83
Yeşil Bina Devrimi: LEED Sertifikası ve Yenilikçi Stratejiler

Yeşil Bina Devrimi: LEED Sertifikası ve Yenilikçi Stratejiler

Bütünleşik Bina Tasarımı ile Çevre Dostu Yaklaşım

Bütünleşik tasarım, ürün tasarımının sadece estetik ve işlevselliğe odaklanan geleneksel yaklaşımın ötesinde, ürün yaşam döngüsünün kapsadığı çevresel etkileri, sürdürülebilirlik bakış açısını dikkate alır. Bu yaklaşım, ürünün sadece üretim aşamasında değil, aynı zamanda kullanım, bakım ve atık aşamalarında da çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerini göz önünde bulundurarak tasarım yapılmasını hedefler.

Daha az atık üretimi, enerji verimliliği, sürdürülebilir malzeme kullanımı gibi faktörleri içeren bütünleşik tasarım, ürün yaşam döngüsü boyunca oluşan etkileri minimuma indirmeyi amaçlar. Bütünleşik tasarım, çevresel sorumlulukları ve ekonomik etkileri dikkate alarak ürün tasarımını şekillendirir ve üretim süreçlerinde enerji verimliliğinin artırılması yoluyla çevresel etkileri azaltır, maliyetleri düşürür. Sürdürülebilir malzemelerin kullanımının teşvik edilmesi ise doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar.

Enerji verimliliği, malzeme seçimi, su tasarrufu gibi faktörleri içeren bütünleşik bina tasarımı yaklaşımı, binaların çevresel performansını değerlendiren ve sertifikalandıran LEED sertifikası için uygun koşulların oluşmasını sağlar. Bina tasarım aşamasından tedarikçi seçimine kadar tüm süreçlerde birlikte çalışan paydaşların iş birliği içinde olması enerji verimli binaların ortaya çıkmasında önemli bir faktördür.

LEED: Yeşil Binalar İçin Küresel Standartlar

Günümüzde, çevresel sürdürülebilirlik konusundaki bilincin artmasıyla birlikte, binaların tasarımı, inşası ve işletilmesi konusunda daha yeşil ve çevre dostu çözümler arayışı hızla artıyor. Bu bağlamda, LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifikası, binaların çevresel performansını değerlendiren ve sürdürülebilirliği teşvik eden bir sistem olarak öne çıkıyor.

LEED Yeşil Bina Değerlendirme Sistemi, çevresel sürdürülebilir bir yapı için uygun standartları oluşturmak üzere ABD Yeşil Bina Konseyi tarafından 1998 yılında geliştirildi. “Yeşil Bina” tanımı için ölçülebilir ortak bir standart oluşturmak, bina tasarım süreçlerini bir bütün olarak ele almak, bina endüstrisinde çevresel önceliği ön plana çıkarmak, yeşil rekabeti desteklemek, bilinçli tüketici oranını artırmak, yapı pazarını yeşil bina içeriğine uygun olarak dönüştürmek, LEED’in kuruluş amaçları arasında yer alıyor. LEED’in “sürdürülebilir çevre” tanımı, yapının araziye, çevresine ve toplumsal yaşama etkisini minimize etmeye dayanıyor. LEED Programını geliştirmek için yapı endüstrisinin farklı sektör temsilcilerinden oluşan Amerikan Yeşil Bina Konseyi (USGBC), beş ana alanda değerlendirme yapıyor. Bunlar, sürdürülebilir alan planlaması, suyun verimli kullanımı, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı, malzeme ve kaynak kullanımı, iç ortam kalitesi olarak sıralanıyor.

Farklı projeler için farklı sertifika sistemleri geliştiren LEED, ülkemizde ve dünyada en çok talep gören sertifikaların başında geliyor. Türkiye’deki güncel istatistiklere göre, 2021’de toplam 49 bina, 2022’de ise 40 bina LEED sertifikası almaya hak kazandı. 2022 yılında sertifikaya hak kazanan projelerin kapladığı alanın totalde 700 bin metrekareye ulaştığı biliniyor.

Baymak'ın Zaferi: LEED Altın Sertifikası ile Yeşil Yarınlar

Baymak, çevreye duyarlı politikalarıyla adından söz ettirmeyi sürdürüyor. Enerji dönüşümü konusundaki başarıları ve sürdürülebilir, inovatif çözümleriyle öncü rolünü koruyan Baymak, 2021 yılında ofis katında başlattığı çevre dostu uygulamalarını ilerletti. 30 bin metrekarelik üretim tesisi ve ofis katını içeren alanda iç mekan hava kalitesini, enerji ve su tasarrufunu daha da artırarak Amerikan Yeşil Bina Konseyi (USGBC) tarafından çevresel etkilerini azaltan binalara verilen LEED Altın Sertifikaya layık görüldü.

Yeşil bina sertifikasyon sistemleri, kaynakların daha az tüketilmesi için çizdiği rotanın yanı sıra; iç mekanlar için daha uygun yaşam ortamı kazandırıyor.  LEED Altın sertifika ile ilgili mutlu ve gururlu olduklarını dile getiren Baymak, binaların enerji ve kaynak kullanımının yanında atık ve emisyon üretimindeki payı göz önünde bulundurulduğunda, bu tasarrufların son derece önemli miktarlara ulaştığını vurguluyor. “‘Sürdürülebilir Gelecek’ değeri doğrultusunda, enerji verimliliği yüksek, tasarruflu iklimlendirme çözümleri üretmenin yanı sıra attığımız her adım öncesinde, A’dan Z’ye çevresel etkilerimizi muhakkak göz önünde bulunduruyoruz” diyen Baymak sürece gösterdikleri özenin altını çiziyor ve ilerleyen süreçte de sürdürülebilirlik konusunun başta çevre olmak üzere tüm boyutlarıyla gündemlerinde olacağını ekliyor.

Baymak Güneş Kolektörleri ile Doğal Enerji Çözümleri

Baymak’ın sürdürülebilir geleceğe katkı sunan ürünlerinden biri olan Güneş Kolektörleri, sıcak su sağlarken ciddi miktarda enerji tasarrufu yapıyor. Bu sayede yeşil bina işleyiş ve yaklaşımına uygun bir ürün olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin güneş enerjisinden enerji üretme potansiyelinin oldukça yüksek olduğu göz önünde bulundurulduğunda, güneş enerjisi ile su ısıtma sistemleri, Akdeniz ve Ege başta olmak üzere yıl boyu güneş alan kıyı şeridinde yaşayan tüketiciler tarafından yoğunlukla tercih ediliyor. Yüksek verimlilikle çalışan ve 12 aya kadar hijyenik sıcak su sağlayan Baymak Güneş Kolektörleri, aynı zamanda tasarrufu da destekliyor. Yeni geliştirilen bir ürün olarak Nova serisi Güneş Kolektörleri, güçlendirilmiş materyali ile daha uzun ömürlü kullanım vadediyor. Darbelere karşı dayanıklı alüminyum yüzeyi ve ısı kaybını engelleme niteliği, çevre dostu ve sürdürülebilir bir bina ömrüne katkı sunuyor.

Binaların ürün yaşam döngüsünde olduğu kadar inşa edildiği aşamada ve kullanım sonrasında da çevre dostu olması, LEED sertifikasının gerekliliklerindendir. Bu noktada önem kazanan tersine lojistik, binaların kullanım ömrü sona erdiğinde malzemelerin etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar. Bu, geri dönüşüm, malzeme yeniden kullanımı ve atık azaltma ile LEED kriterlerine uygunluğu destekler.

Tersine Lojistik Uygulamaları: Daha Az Atık, Daha Fazla Verim

Tersine lojistik, geleneksel lojistik süreçlerinin tam tersine işleyen bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, ürünlerin tüketiciye ulaşmasından sonra ortaya çıkan ambalaj, ürün iadesi, geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi süreçleri kapsar. Tersine lojistik, ürünlerin yaşam döngüsü sona erdiğinde, bu ürünlerin etkili bir şekilde geri dönüştürülmesini ve tekrar kullanılmasını sağlamayı amaçlar. Tersine lojistik uygulamaları, geri dönüşüm, atık azaltma, ikinci el pazarlar ve ürünlerin tekrar kullanılması gibi süreçleri içerir. Bu, sürdürülebilirlik hedeflerini destekler, maliyetleri düşürür, etkin kaynak kullanımını sağlar ve atık yönetimi açısından önemlidir.

Bütünleşik bina tasarımı ve tersine lojistik, ürünlerin tasarım aşamasından itibaren atık yönetimi ve sürdürülebilirlik hedeflerini bir araya getirir.

Sürdürülebilir Geleceğin Temelleri: LEED, Bütünleşik Tasarım ve Tersine Lojistik İş Birliği

Bütünleşik bina tasarım süreçleri, tersine lojistik uygulamaları ve LEED derecelendirmeleri, birbirini tamamlayan bir sinerji oluşturur. Bütünleşik bina tasarımı, binaların sürdürülebilir bir temel üzerine inşa edilmesini sağlar; LEED sertifikası binaların çevresel performansına göre derecelendirerek belgeler; tersine lojistik ise ürünün müşteriden geri alınması ve yeniden kullanılabilir veya yeniden satılabilir hale getirir. Binanın yaşam döngüsünde bu üç faktörün iş birliği, çevresel sorumlulukları yerine getirmek, işletme maliyetlerini düşürmek ve sürdürülebilir bir gelecek için temel atmaktır. Bu nedenle, bütünleşik tasarım ile tersine lojistik uygulamaları ve LEED sertifikası, yeşil bina projelerinde önemli bir rol oynayarak sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım atılmasında kılavuzluk eder.

_____________________

Kaynaklar