Yapı Kataloğu - Nitelikli Mekan Yaratma Platformu

Bize Ulaşın +90 (850) 303 27 83
Tink Tasarım ile Sanat Yanı Başınızda!

Tink Tasarım ile Sanat Yanı Başınızda!

Paşabahçe Mağazalarının butik bölümünde satılan Bedri Rahmi Eyüboğlu desenli vazo vb. objelerin baskılarını yapan, İstanbul Modern, Pera, İKSV, S. Sabancı ve R. Koç Müzelerinin butikleri için tasarım ve uygulamalar yapan, yurtdışında da Van Gogh Müzesi için tasarım uygulamaları yapan, Vestel için, sponsoru oldukları Star Wars karakterlerini TV çerçevelerine basan Tink Tasarım, sahip olduğu UV baskı teknolojisini kullanarak onlarca mimari projenin çözüm ortağı oldu.

Tink Tasarım yeniliklerinden biri olan “Desenli PVC Karo”lar ve dekoratif ve sanatsal aydınlatma ürünleri tink.com.tr yanında, Bauhaus, Koçtaş, Tekzen mağazaları ile Trendyol, Vivense, Hepsiburada, N11, Amazon Türkiye, Dekorazon gibi e-ticaret platformlarında satılmakta.

İlgili sektörlere her zaman yenilikçi ve yaratıcı tasarım ürünleri sunan Tink Tasarım’ın son yeniliği ise UV baskı ve aydınlatma uygulaması oldu. Biz de firmayı ve kreatif yeniliklerini konuşmak üzere Tink Tasarım Genel Müdürü İbrahim Benli ile buluştuk.

Teknoloji ve tasarım birlikte yürüyor işlerinizde anladığımız kadarıyla. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Öteden beri, yapılmayanı yapmak, yapılmayanı tasarlamak gibi bir özelliğim var. Tasarlanmış, üretilmiş hiçbir şeyi yapmak beni para kazanma adına heyecanlandırmıyor. Mevcut koşullarda hep yapılmayanı yapmayı çalıştım. Tabii bunun için öncelikle bir şeyi tasarlamanız lazım. Tasarlamak hayal etmektir. Hayaliniz ise sonradan eski deyişle “kuvveden fiile”, yani gerçeğe dönüşür ve bunun için gerekli enstrümanları aramaya başlarsınız. Bazen de o hayal ettiğinizi gerçekleştirmek adına yürüdüğünüz yol, en başında öngörmediğiniz çok farklı çözümleri de beraberinde getirir ve buralarda size yol haritanızı değiştirmeyi de dayatabilir. Tasarlamak böyle bir şey… Tabii ki ben sanatçı değilim; sanatçı dostuyum ve girişimciyim, işadamıyım. Dolayısıyla işin tasarım boyutunda mutlaka tasarımcılardan destek alırım ama uygulama tarafında teknolojiyi kullanmak durumundayım. Teknolojinin kullanılamadığı tasarımlar benim ilgi alanımın dışındadır. Çünkü ürettiğim şeylerin kullanılabilir ve satın alınabilir olması önem verdiğim konulardır. Ben tasarım ve sanatla ortaya çıkmış ürünlerin çok büyük bütçeler harcanmadan da erişilebilir olmasını istiyorum. Bu nedenle yaptığım ürünlere orta gelirli bir ailenin de ulaşabilir olmasını isterim.

Yepyeni bir ürününüz var; desenli PVC karo. Bu ürün nasıl ortaya çıktı ve kullanım avantajları neler?

Çok defa özel hayatımda da banyo, mutfak, balkon, vb. yenilemenin ızdırabını yaşamış biriyim. Her ne kadar kendim yapıyor olmasam da problemsiz hiçbir yenileme hatırlamıyorum. En iyi mimarla çalışsanız, çok para harcasanız bile sonuç memnuniyetsizlik olabilir. Bu konuda orta halli bir ev kadınının ya da işyeri sahibinin mevcut parkesini, seramiğini, fayansını kırmadan, sökmeden yenilemesinin mümkün olup olmayacağına kafa yordum. Sonra da bu PVC karoyu ortaya çıkartarak gördüm ki evet, bu mümkünmüş. Bunun için kalınlığı 1mm’ye yakın özel üretilmiş bir PVC malzemeyi çok kaliteli bir yapıştırıcıyla lamine ettim ve sahip olduğum UV baskı teknolojisi ile bunların üzerine seramik ve çini desenlerini ya da başkaca istenilen resimleri bastım. Bunları çok kullanılan 10x10, 15x15, 20x20, 30x30 ve 60x60cm boyutlarıyla üreterek, çeşitli yapı marketlerden ve online satış sitelerinden erişilebilecek şekilde paketlerle satışa sundum.  İnsanlar ihtiyaçları ve zevkleri doğrultusunda paketleri satın alarak ustaya gereksinim duymadan bizzat kendileri uygulama yapabilirler. Pratik, kullanıma hazır ve herkesin kullanımına uygun bir ürün.

Patentini alma hazırlığında olduğunuz ve hem iç hem dış cephede kullanılabilecek olan ürününüzden bahseder misiniz?

PVC karoyu 2019 yılının ortalarından beri üretiyor ve satıyoruz. Bununla beraber UV ışık kaynağı ile etkileşecek bir baskı üzerinde de çalışıyorduk. UV baskı boyalarımızı tedarik eden çözüm ortağımızla bu konuyu paylaştık ve onlar da bir boya geliştirdiler. Bu boyaları uzun bir süredir test ediyoruz. Testler olumlu sonuçlar verdi. Bu seneden itibaren tüm baskılarımızı UV etkileşimli boyalarımızla yapacağız. Dolayısıyla bahsettiğim PVC karalarımızı da bu boyalarla basacağız. Böylece PVC karo ile banyosunu veya mutfağını süslemiş olan kullanıcılar, 1, 3 veya maksimum 6 watt’lık UV ışık kaynağı ile, ki onları da biz üretiyoruz, yok denecek bir elektrik sarfiyatıyla aynı zamanda ortamı da aydınlatmış, görünür ve ışıltılı hale getirmiş olacak. Yani Türkiye’de ve dünyada şu ana kadar çalışılmamış bir ürün grubunu üretmeye başlıyoruz. Bunları öncelikle PVC karolarda uygulayıp, arkasından kompozit panel üzerine sanatsal replikalar, desenler ve tablolar üreteceğiz. İç ve dış ortamda dayanıklı folyolar üzerine uygulayacağız. Dolayısıyla yine kırmadan, sökmeden bu yeniliklerimizi uygulayarak mevcut yapılarını çok daha dekoratif, çok daha kreatif bir hale getirebilecek kullanıcılar.

UV ışımalı baskı uygulamasının yapı ve tanıtım sektöründe ne gibi bir yeri olacağına inanıyorsunuz?

Mevcut yapıların dışardan aydınlatılması ya da tanıtım afişleri ve tabelalarının aydınlatılmasında kullanılan teknoloji, konstrüksiyon ağırlığı olarak bizim kullandığımız teknolojinin minimum 10 katıdır. Ama daha da önemlisi elektrik sarfiyatı konusu. Günümüzde enerji tasarrufu her şeyin başında geliyor. Yaşamımızın her alanında göz ardı etmememiz gereken bir konu bu. Bizim çözümümüz olan UV ışınımlı medya aydınlatması, en yeni, en tasarruflu ampuller ya da ledler dahi kullanıldığında sarf edilen elektriğin 1/20’si ile daha etkin, daha kreatif, desenlerin, renklerin daha belirgin olduğu çözümler sunuyor. Hal böyle olunca daha basit ve hafif bir konstrüksiyonla birlikte yok denecek kadar az elektrik sarfiyatı sunan bu ürünümüze mimarların ve tasarımcıların büyük ilgi duyacağına inanıyorum.  Sadece mimari değil, reklam ve tanıtım sektöründen de aynı ilgiyi bekliyoruz. Örneğin şehirlerarası yollar gibi elektrik şebekesi olmayan yerlerde reklam ve tanıtım malzemeleri gece karanlığa gömülür. Buralara şebekeden elektrik çekmek ya çok pahalıdır ya da zordur. Buralar için alternatif olarak mevcut konvansiyonel aydınlatma ile yenilenebilir enerji de kullanılsa çok büyük enerjileri depolamak gereği vardır. Biz tüketimi, 1/20 gibi çok iddialı bir noktaya çekersek güneş enerjisi ile bu panelleri gece de aydınlatabileceğiz. Yani bu kadar az tüketimi destekleyecek paneller neredeyse bilgisayar ekranı kadar küçük ve bunların depolanacağı piller de bir insanın rahatlıkla taşıyabileceği ağırlıkta olacaktır. Bunun da çok büyük bir devrim olduğuna inanıyoruz.

Biraz da sanattan konuşalım. Bize Van Gogh Sarısı eserinizden bahseder misiniz?

Aklımın erdiğinden beri sanata, renge, desene hep tutkun oldum. Daha sonra iş hayatına atılınca ve biraz da para kazanmaya başlayınca özellikle plastik sanatlarla ve resimle çok iç içe bir yaşamım oldu. Günümüzde yaşayan bir çok önemli sanatçımızla arkadaşlığım vardır. Koleksiyonumda eseri olan sanatçıları şöyle bir hızla gözden geçirirsem, Abidin Dino, Akif Şenoğlu, Onay Akbaş, Adem Genç, Adviye Bal, Barış Sarıbaş, Bedri Baykam, Ebru Yolver, Ekrem Kadak, Ekrem Kahraman, Faruk Cimok, Fikret Mualla, Habip Aydoğdu, Hasan Nazım Balaban, Hanife Sevim, İbrahim Balaban, İbrahim Çiftçioğlu, Kamer Batıoğlu, Melis Boyacı, Muharrem Pire, Muzaffer Akyol, Niyazi Toptoprak, Nebahat Karyağdı, Orhan Taylan, Özdemir Altan, Utku Varlık, Rasin, Tülay Börtecene, Tomur Atagök, Tuncay Takmaz ve daha ismini sayamadığım birçok sanatçımızın orijinal eserlerine sahibim. Bunun dışında başta Devrim Erbil olmak üzere birçok sanatçımızın özgün baskılarını yaptık, onlarla bu konuda çözüm ortağı olduk.

Van Gogh Sarısı kitabı ve belgeseline gelince, onu da şöyle anlatayım. 2007 yılındaki bir Paris seyahatimde değerli ağabeyim Ekrem Kahraman’la beraber gezinin son günü otel lobisinde iken Fransa’da yaşayan ressamımız Onay Akbaş bizi ziyaret etti. Kendisi bizi Van Gogh’un öldüğü ve mezarının da olduğu köye götürdü. Öteden beri empresyonistleri genel olarak sanat tarihi içinde çok ayrı bir yere koymuşumdur. 30 yıl kadar önceki ilk yurtdışı seyahatimde de Gauguin, Van Gogh gibi empresyonistlerin eserlerinden replikalar getirmiş, onları çerçeveletip dostlarıma hediye etmiştim. Yani Van Gogh tutkusu bende yeni bir şey değil. Dolayısıyla bu ziyaret beni çok etkiledi. Orada Onay Akbaş, yazar Sunay Akın’la birlikte 10 Türk ressamı buraya getirip, tuvallerine neler yansıtacaklarını görmek gibi bir fikirlerinin olduğundan, fakat çeşitli sebeplerle bu fikri hayata geçiremediklerinden bahsetti. Bir süre karşılıklı fikir alışverişinden sonra, bu fikri gerçekleştirmek üzere, 10 ressamı, bir o kadar da sanat eleştirmeni ve küratörü 1 haftalık bir geziyle oraya getirmek için söz verdim.  2008 yılının Şubat ayında Ekrem Kahraman ve Onay Akbaş’la birlikte bu sanat insanlarını götüreceğimiz rotayı ve gezi programını belirledik. Hızla yapılan hazırlıkların ardından 2018 Haziran ayında 20’den fazla sanatçı ve sanat insanı ile bu geziyi gerçekleştirdik. Gezi boyunca 2 kamera kayıttaydı. Sanatçılarımız bu gezi temelinde izlenimlerini tuvale yansıttılar.

Bu gezi herkesin damağında tat bırakmanın yanında 3 önemli sonuç da ortaya çıkardı. Bunlardan ilki “Vincent Van Gogh’un Peşinde Modernizmin İzinde” temalı, 40’tan fazla parçadan oluşan bir resim koleksiyonu, ikincisi video çekimlerinden oluşan bir belgesel, üçüncüsü ise kaydı yapılan 60 saatlik gezi, tartışma, söyleşilerin yer aldığı bant çözümlerinin editoryal bir çalışma ile basılan kitabı oldu.

Van Gogh'a olan ilginizi ürünlerinizde de görüyoruz. Yeni geliştirmekte olduğunuz ürününüzde farklı çalışmalar görecek miyiz?

Van Gogh’un resimlerinde ışık etkisi çok ön plana çıkar. Bizim bu yeni teknolojimizde de ışıkla bir etkileşimimiz var. İlginçtir ki biz de replikalarda Van Gogh’un kullandığı renkleri, sarıları, yeşilleri, mavileri, açık kahveleri kullandık. Dolayısıyla Van Gogh’un hemen tüm eserleri bizim UV ışımalı baskı teknolojimizle bire bir örtüşüyor. Duvarlarda tablolardan, seramiklerdeki baskıya, cephelerde folyo üzerine yapılan uygulamalardan, tavanlardaki 3 boyutlu yansımalara Van Gogh’u ve diğer desenleri kullanmaya devam edeceğiz.