Yapı Kataloğu - Nitelikli Mekan Yaratma Platformu

Bize Ulaşın +90 (850) 303 27 83
Yapı Sektöründe 2022 Trendleri

Yapı Sektöründe 2022 Trendleri

Yapı sektörü, en eski sektörlerden olmakla birlikte ihtiyacın hiç tükenmeyeceği bir alan; çünkü nüfus artışı ve göç hareketleri bizleri kentleşme konusunda daimi bir revizyona zorlamaktadır. Bununla birlikte teknolojinin her geçen gün ilerlemesi, yapı sektöründe ilk zamanlarda daha ilkel yollarla aranan çözümlerin şimdi çok daha kısa sürmesini sağlamaktadır. 

Yapı sektörü alanında teknoloji, işleri kolaylaştırmasının yanı sıra rakiplerinizden geri kalmamak için de başvurmak zorunda olduğunuz bir sistem haline gelmiş durumda. Fakat teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun, yapı sektöründe bazı alanlarda teknolojinin dolduramadığı boşluklar bulunuyor; fiziksel olarak insan gücüne duyulan ihtiyaç ve sermaye gibi…

İki yıldır devam etmekte olan pandemi sürecinden sonra dünyada işçi sayısında azalma ve artan inşaat maliyetleri gibi koşullar yapı sektörünü yeni fikirler bulmaya mecbur bırakıyor.

Salgının global bir problem haline gelmesiyle birlikte değişen çalışma stillerine uyum sağlayabilen ve bu şekilde çalışmalarına devam edebildiklerini fark eden birçok sektör, muhtemelen salgın bittikten sonra da eski düzene dönmeyi istemeyecekler. Uzaktan çalışma, hibrit çalışma veya online düzenlenen toplantılar başta olmak üzere hayatın dijital yöne evrilmesi birçok sektör gibi mimarlık, inşaat ve yapı sektörünü de değişime ve dijitale yönelmeye zorunlu bıraktı. 2022 yılında da trend yine teknolojinin faydalarından yararlanmak olacak!

Son iki yılda hızı artmasına karşın bir süredir dijital dünyayla birlikte çalışmaya başlayan yapı sektöründe teknoloji ile birlikte gelişen yapı sektörü değerlerini inceleyelim:

Teknoloji ile Birlikte Gelişen Yapı Sektörü Değerleri 

A. BIM (Yapı Bilgi Modellemesi)

Yapı sektöründe; mimari projelerin tasarımında, inşaat aşamalarında  ve sürdürülmesinde görev üstlenenlerin ortak olarak yararlanabileceği üç boyutlu bir bilgi paylaşım süreci olan BIM’in kullanımı her geçen gün artmaktadır. Maliyet hesabı yaparken hata payını minimize etme, zaman tasarrufu gibi kolaylıklar sağlarken, projenin devamındaki olası problemleri baştan engellemeye de yardımcı olmaktadır.

Ülkemizde de gün geçtikçe tercih edilebilirliği artmakta olan BIM’in kullanımı bazı ülkelerdeki yapı sektöründe, inşaat projelerinin sözleşmelerinde zorunlu bir madde olarak bulunmaktadır. Bu ülkelerden bazıları; İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Norveç ve Singapur’dur. 

Autodesk BIM’i "Profesyonellerin, altyapıyı ve yapıları yönetmesine yardımcı olmak için gelişen akıllı bir 3D model tabanlı süreç," olarak tanımlamaktadır.  Yapı Kataloğu olarak Türkiye’de tek yetkili satıcısı olduğumuz ve ülkemizde birçok yapı sektörü profesyonelinin giriş yaptığı BIMobject®; 2022 yılında da sektör profesyonellerinin tercih edeceği yapı sektörü trendleri arasında yer alıyor.

B. Artırılmış Gerçeklik (AR)

Teknolojinin en ileri seviyelerinden biri olan AR; henüz yapım aşamasında olan projelerin, üç boyutlu hallerini bize şimdiden görme fırsatı vermektedir. Simülasyonda güvenlik eğitimi ve tehlike anlarındaki çözümler, binaların otomatik ölçümü gibi kolaylıklar da yer almaktadır.

C. İnşaatlarda Drone Kullanımı

Günümüzde birçok farklı alanlarda çekim yapmak üzere kullanılan droneların, yapı sektörü şantiyelerinin uzaktan kontrolü için oldukça pratik araçlar olduğu keşfedilmiştir. Aynı zamanda konum verilerinden faydalanarak ölçüm yapmaya yardımcı olan "Gerçek Zamanlı Kinematik" adlı bir teknikle de kullanılabilen dronelar sayesinde şantiyelerde yapılan ölçümler çok kısa sürede ve çok daha pratik şekilde yapılabiliyor.

D. Akıllı Sözleşmeler

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte önemli belgelerin çoğu artık dijital ortamda, yüksek güvenlikli bulut hesaplarında blok zincirleriyle saklanabiliyor.  Blok zincirlerine gömülü olan akıllı sözleşmeler, sözleşme şartlarının dışarıdan herhangi bir müdahale olmadan, otomatik olarak uygulanmasını sağlıyor.

E. Akıllı Konutlar

Çoğu uygulamanın dijitale döndüğü ve hayatlarımızın büyük ölçüde kolaylaştığı bu çağda ev içi düzenin akıllı hale gelmesi kaçınılmaz olmuştur. Bütüncül bir otomasyon sistemi ve kablosuz bağlantılar ile entegre çalışan akıllı ev sistemleri; güvenlik, zaman ve maddi tasarruf konularında işimizi kolaylaştırıyor.

Özellikle evde bulunmadığımız zamanlarda cep telefonlarımızdan kontrol edebildiğimiz bu sistemler içimizi oldukça rahatlatmakta. Uzaktan kontrol edebildiğimiz aydınlatma uygulamaları, evimizde yokken belli odaların ışıklarını açıp kapatarak dışarıya karşı bir güvenlik önlemi oluşturuyor. Gece sensörü ile çalışan aydınlatmalar, gün ışığına ve harekete duyarlı şekilde tasarlanarak, gece lambası olarak kullandığımız aydınlatmaların sabah otomatik olarak sönmesi üzerine düşünülmüştür. Aynı şekilde çalışan otomatik perde ve panjur sistemleri, uzaktan kontrol edilebilen kombi ve klima sistemleri de mevcuttur.

Tasarruf örneklerinden bir diğeri ise akıllı prizlerdir. Akıllı prizler sayesinde, prizde fiş unutma tedirginliği son buluyor. Aynı zamanda harcanan enerji miktarını takip edip, fazlasını kontrol altına alma özelliği ile bütçe dostu bir teknoloji.

F. Akıllı Kentleşme

Teknoloji ile birlikte günümüzün değişim hızı ve artan nüfus yoğunluğu ile kaçınılmaz olan bir başka durum ise kentlerin akıllı hale dönüşmesi. Yapı sektöründe akıllı kent olgusu; şehir çözümleri ve kentleşmenin bütüncül olarak ele alınması sonucu ortaya çıkarmaktadır. 

Kaynak tüketimlerinde azalma, olası kriz durumlarında şehir güvenliğini sistematik bir bütün olarak değerlendirme, kent kaynaklarını sürdürülebilir içeriklere dönüştürme gibi hedefler amaçlanan akıllı kentleşme sistemleri, bunu bilgi ve iletişim verilerinin analizi ile gerçekleştirmektedir.

G. Yeşil Binalar ve Sürdürülebilirlik

Yapı sektöründe, bir yapının tüm aşamaları boyunca (plan, tasarım, inşa, yenileme vs.) kullanılan kaynakların kapsamlı bir şekilde ekoloji ve gezegen üzerindeki etkileri gözetilerek çalışılması sonucu ortaya çıkan modellere “yeşil bina” adı verilmektedir. Sürdürülebilirlik; özellikle yapı sektöründe uygulandığı takdirde su, enerji ve ısıtma kaynaklarının verimliliği artarken, kaynaklar ve gezegen korunmuş olmaktadır.

Yapılan araştırmalar sonucunda dünyadaki enerji ve su tüketiminin yaklaşık olarak yüzde 40’ının binalardan kaynaklandığı düşünülürse, yeşil binalara tahminimizden daha çok ihtiyacımız bulunmaktadır. 

1998’den itibaren uygulanan ve Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından geliştirilen, enerji ve ekolojik tasarımda lider vasfına sahip yapı sertifikasyon sistemi LEED sertifikası (Leadership in Energy and Environmental Design), günümüzde tüm dünyada kabul görmektedir. LEED sistemi yapının planından inşasına dek tüm aşamalarını kapsayan bir süreç olmakta; sürdürülebilir arazi, su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzemeler ve kaynaklar, iç mekân yaşam kalitesi, inovasyon gibi alt başlıklarda incelenen bu sistemin her başlığında önkoşullar ve kredi tanımlarından oluşmaktadır. Ön koşullara uygunluk sağlayan projelerin kredi puanları toplanır ve Sertifikalı, Gümüş, Altın veya Platin düzeyinde ödüllendirilir.

Türkiye’de LEED sertifikasına sahip pek çok yapıdan birkaçı; İstanbul Kozyatağı'nda ticari bir ofis projesi olan AND Kozyatağı, Levent'te yer alan Torun Tower ve Galataport İstanbul şeklinde örneklendirilebilir. Galataport, Türkiye'nin LEED Platin sertifikasına sahip en büyük projesi ünvanına sahip olup, aynı zamanda Avrupa'daki LEED Platin sertifikalı en büyük ikinci proje olmaya hak kazanmıştır.

H. Giyilebilir Teknoloji ve Robotlar

Yapı sektöründe işgücüne artan ihtiyaç salgınla beraber artarken, yine teknoloji imdadımıza koşuyor. Zorlu koşullar ve fiziksel emek gösterilmesi ile birlikte inşaat işçilerinin durmaksızın çalışabileceği süre sınırlanıyor. Oysa 24 saat hiç durmadan çalışan bir robot olsa ne olurdu?

Japonya’da, inşaatlarda kullanılmak üzere geliştirilmiş bir insansı robot mevcut ve tam da dediğimiz gibi 24 saat durmaksızın bir yapının tüm montaj işlemlerini hatasızca gerçekleştirmiş durumda.

Öyle görünüyor ki, teknolojinin ilerlemesi ile bu robotlarla önümüzdeki yıllarda yapı sahalarında sıklıkla karşılaşacağız.

Giyilebilir teknoloji de yapı sahalarında en faydalı görünen yeniliklerden biri. Dijital dönüşümün en keskin yaşandığı noktalardan biri olan tekstil ve teknoloji karması giysiler, inşaatlarda güvenlik konusuna büyük destek sağlıyor.

Çalışanların izlenebildiği, yerlerinin görülebildiği bu uygulamalar, disiplinin yanı sıra olası tehlike anlarında yer tespitine de olanak sağlıyor. Ayrıca şantiyelerdeki ısı, rüzgâr vb. kontrol altına alınarak çalışılması gereken unsurların ölçümleri için de giyilebilir teknolojilerden faydalanılabilmekte.  

Yapı sektörü firmalarının çoğunun; sosyal medya, web siteleri ve e-mail sistemlerine ağırlık vererek ayak uydurduğu bu dijital dönüşümün insan hayatını ne derece kolaylaştırdığını özellikle iş hayatında son birkaç yıldır hepimiz deneyimliyoruz ve artık eskiye dönüş kolay kolay tercih edilmeyecek gibi görünüyor. Aksine teknoloji geliştikçe bu dönüşüm daha da ilerleyecektir. 

Değişime ayak uydurmakta zorlanan yapı sektörü firmalarının da rakiplerinden geri kalmamak adına bu dijital dönüşüme direnmeyip, çağı yakalama konusunda bir adım atmaları gerekiyor.

 

Kaynakça:

bimsoft.com, dronharita.com, aydinlatma.org, izka.org.tr, semtrio.com, redshift.autodesk.com.tr, legrand.com.tr, cedbik.org, yesilekonomi.com