• Mimari Proje

  Whitespace Architectural Design

Proje Özeti

İzlanda, ateşin, buzun ve sessizliğin şekillendirdiği bir coğrafyadır. Bu kavramsal tasarım, rüzgârla biçimlenmiş, çoğu zaman gerçeküstü bir güzellik taşıyan bu ham ve gizemli doğadan ilhamla geliştirilmiştir. Proje, yer altındaki gizli bir yarıkla tanımlanan Grjótagjá bölgesi etrafında kurgulanır; bu yarık, keşif kavramının bir metaforu olarak ele alınır. Anlatı, İzlanda'nın ikili doğasını yansıtır: üstte sert, altta sıcak; uzaktan ıssız, yakından canlı.

Bu fikir doğrultusunda bir yolculuk önerilir—taşın içinde başlayıp gökyüzüne uzanan bir kurgu. Mimari, zıtlıklar üzerinden şekillenir: gizli ve görünür, yere ait ve yükselen, yalın ve ifadeli. Yolculuğun iki ucu olan mağara ve zirve, hem yere sıkı sıkıya bağlı hem de bilinmeyene açık bir anıt niteliği taşır.

Mağara: İçsel Bir Dünya

Doğal bir kaya duvarının tabanına yerleşen mağara, sıcaklık ve dinginlik sunan bir sığınak olarak kurgulanmıştır. Formu, tektonik hareketlerin geometrisinden esinlenir. Malzeme paleti İzlanda’nın doğal dokusundan beslenir: dışta sert bazalt taşları, içte ise yumuşak sarı kum sıvalar ve ahşap yüzeyler yer alır.

Mağaraya girmek, adeta toprağın içine adım atmak gibidir. Tavanı delen merkezi bir ışıklık, ana aks boyunca gün ışığını süzerek yukarıdaki yarığın izini içeride devam ettirir. İç mekânlar akışkan ve samimidir; kıvrımlı kenarlar, sıcak tonlar ve dokunsal yüzeyler, dışarıdaki sert peyzajla tezat oluşturur. Ortadaki kafe alanı, İzlanda’nın doğayla iç içe, jeotermal sığınaklarını anımsatır; düşünme ve dinlenme için bir durak sunar.

Yol ve Yürüyüş Deneyimi

Mağaradan başlayan yükseltilmiş yürüyüş yolu, ziyaretçileri nazikçe yerden kaldırarak kırılgan peyzajı korur. Eskitilmiş çelik ve modüler ahşap panellerden oluşan bu yol, arazi üzerinde sessiz bir çizgi gibi uzanır. Belirli noktalarda genişleyerek manzara teraslarına dönüşür ve Grjótagjá mağaraları ile volkanik oluşumlara çerçeveli bakışlar sunar.

Güzergâh boyunca İzlandalı sanatçıların işleri yerleştirilerek, yolculuk mekânsal olduğu kadar kültürel bir deneyime de dönüşür. Yol, sonunda Vogagjá doğal termal banyolarına ulaşır ve ziyaretçiyi, gezinin zirve noktası olan düşey bir yapıya—Zirve’ye—taşır.

Zirve: Göğe Dönük Yansıma

Mağara nasıl içe dönük ve toprağa gömülüyse, zirve yapısı da onun zıt bir karşılığı olarak göğe yükselir. Temelini oluşturan üç anıtsal beton ayak, İzlanda’nın bazalt sütunlarını anımsatır. Bu strüktürün üzeri, paslanmaz çelik panellerle kaplanmıştır; gündüz gökyüzünü yansıtarak geceleri ise hafifçe parıldar, hareket hâlindeki bir gayzer etkisi yaratır.

Spiral şeklindeki bu yapı, ziyaretçileri yavaşça yukarı taşıyarak her adımda ufuk çizgisini dönüştürür. 360° manzara sunan teraslar, volkanik düzlükleri farklı perspektiflerden görme olanağı tanır. Zirve, hem bir hedef hem de bir yön bulma noktası olarak işlev görür—doğanın düşey kuvvetlerine; ışığa, rüzgâra ve göğe ithaf edilmiş bir yapı olarak varlık kazanır.