Yapı Kataloğu - Nitelikli Mekan Yaratma Platformu

Bize Ulaşın +90 (850) 303 27 83
2024 Tasarım Trendleri: Dünyayı Doğallık Kurtaracak…

2024 Tasarım Trendleri: Dünyayı Doğallık Kurtaracak…

Dünyanın savaşlar ve iklim krizleriyle çalkalandığı bir gerçek. Fakat Konfüçyüs’ün de dediği gibi, karanlığa kusur bulmak yerine bir mum da biz yakarsak, ancak daha umutlu bir geleceğe gözlerimizi açabiliriz. Bu yüzden, umutsuzluğa kapılmayarak, elimizden geldiğince dünyaya katkıda bulunmanın belki de tam zamanı. Bu bağlamda 2024’te sürdürülebilirlik, yenilenebilir enerji kaynakları, atık yönetimi, geri dönüşüm ve biyofilik tasarım gibi kavramlara daha fazla yer verileceği düşünülüyor.

Modern toplumda, doğa ile bağını yitirmiş yaşamların modası artık çoktan geçti. Türlü teknolojik donanımlarla çevrelenmiş metropollerde yaşıyor bile olsak, çevreye duyarlı seçimler yapabileceğimizin ve kendi küçük ekosistemimizi yaratarak doğayla olan bağımızı yeniden kurabileceğimizin artık farkındayız. Bu yüzden geri dönüştürülebilir ürünleri ya da geri dönüşüm projeleri ile üretilmiş tasarımları tercih etmek artık bizleri dünya kaynaklarını sorumsuzca tüketme alışkanlığımızdan çok daha fazla tatmin ediyor. Yaşam alanlarımızı doğal malzemelerle dekore etmek ve bitkileri hayatımıza daha çok dahil etmek, ruhlarımıza iyi geliyor.

Yeni bir dünyayı hep birlikte tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek kurtarabilecek miyiz? 2024’ten başlayarak hangi alışkanlıklar bizi daha temiz ve sağlıklı bir dünyaya taşıyacak? Gelin bu yıl popülerlik kazanacak tasarım trendlerinin bazılarını birlikte inceleyelim…

Sürdürülebilirlik ve Doğal Kaynakların Verimli Kullanımı

Sürdürülebilirlik genel anlamda, uzun süre verimini koruyan çözümler ve süreçler olarak nitelendirilebilir. Bu bakış açısına göre, belirlenen bir amaca ulaşmanın en doğru yolu, minimum kaynak kullanarak, en uzun sürede, maksimum verimi elde etmeyi hedeflemekten geçer.

Mimaride sürdürülebilirlik dediğimizde, doğal ve geri dönüştürülebilir malzemeleri tercih etmek, doğaya zarar vermeyen süreçlere sadık üreticilere yönelmek, yenilenebilir enerji kaynaklarını daha verimli şekilde kullanmak gibi yöntemler akla gelir. Örneğin doğru planlama ile güneş ışığına yönlendirilmiş bir mimari tasarım, boşa enerji sarfiyatı yapmamızın önüne geçerek karbon ayak izimizi düşürür ve dünyamız için sürdürülebilir bir çözüm sunar. Fosil yakıtların kullanımının mümkün olduğunca azaltılması (zehirli gazların sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerinden arınmış oluruz), hali hazırda doğada bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek tasarruf sağlanması (örneğin güneşi yaşam alanlarımıza davet etmemiz, hem bizi, hem de doğayı mutlu edecektir), yağmur sularının biriktirilerek yeniden kullanılması gibi yöntemler çevremize azımsanmayacak faydalar sağlar.

Bu anlamda Durlum’un gün ışığı aydınlatma sistemleri Diamond Tube ve Light Pipe, yenilenebilir enerji kaynağımızın en güçlüsü güneşi, hayatımıza maksimum verimde dahil ederek, sürdürülebilir bir çözüm sunar. Durlum için sürdürülebilirlik, üretimden uygulamaya tüm süreçlerde %100 ilke edinilen bir yöntemdir. Üretim ve uygulama süreçlerinde doğal kaynakların doğru ve verimli kullanımı karbon ayak izinin düşürmeye yönelik politikasının bir ürünüdür. Ayrıca Durlum elektrik ihtiyacının %50’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlar.

Durlum’un DIAMOND TUBE gün ışığı aydınlatma sistemleri, güneşin gün boyunca değişen ışıklarıyla, zeminde ve duvarlarda zarif ışık dansları ile görsel bir şölen yaratır. Bu gözü yormayan ışıltılı etki, ruhumuzu ve gözümüzü dinlendirir ve gün boyunca güneşin hareketine bağlı olarak değişen ışık oyunlarıyla iç mekanı boyar. Bu sofistike ışık gösterisi, insanı dinginleştiren, sirkadiyen ritmimize uyum sağlayan ve pozitif enerji veren etkisiyle kullanıcılara bambaşka bir mekansal deneyim yaşatır. Gün ışığına erişimi sınırlı olan alanlar için ideal olduğu gibi, gün ışığından daha fazla yararlanmayı amaçlayanlar için de mükemmel bir seçenektir.

LIGHT PIPE ise, özellikle gün ışığına erişimi yetersiz olan alanlar için ideal bir çözümdür. İç mekana gün ışığını pratik bir şekilde yönlendiren bu yenilikçi ürünün, üst kısmında bulunan Fresnel difüzörü, gelen ışığı kırarak dağıtır ve mekana homojen şekilde yayılmasını sağlar. Bu sayede, ortamı dengeli ve konforlu bir şekilde gün ışığı ile aydınlatır. Ayrıca bir iç mekan gün ışığı alıyor olsa da, LIGHT PIPE ortamın ferahlığını artıran ve tasarımı güçlendiren estetik bir ürün olarak da tercih edilebilir.

Geri Dönüşüm, İleri Dönüşüm

Geri dönüşüm ve ileri dönüşüm kavramları, uzun yıllardır gündemimizde. Fakat son yıllarda daha bilinçli ve kararlı şekilde hayatlarımıza dahil olmaya başladılar. Küresel çevre bilincinin giderek arttığını düşünürsek, 2024’te bu kavramların daha çok gündemde olacağını söyleyebiliriz.

Geri dönüşüm kullanılmış veya atık malzemelerin tekrar işlenerek aynı işlevle hayata döndürülmesi işlemidir. İleri dönüşümü ise yine kullanılmış veya atık malzemelerin tekrar işlenerek hayata döndürülmesi fakat farklı şekilde işlevlendirilmesi olarak açıklayabiliriz. Bu işlemler sayesinde, kaynakların tekrar kullanılması ve atık miktarının azaltılması sağlanır. Dönüştürülebilir malzeme ise, bu işlem için uygun olan ve tekrar işlenebilen malzemelerdir. Bu malzemeler, geri ya da ileri dönüşüm sürecinde kullanılarak yeni ürünlerin üretimine katkı sağlarlar.

Dönüşüm projelerine bireysel olarak destek olmaya, atıklarımızı bilinçli bir şekilde ayrıştırarak başlayabiliriz. Çöpe attıklarımızı gerçekten bilinçli şekilde ayrıştırırarak geri dönüşüme kazandırırsak, belki de bu dönüşüm sonrasında üretilen ürünleri tekrar evlerimizde kullanmamız olası olabilir.

Çevre kirliliğinden sorumlu olan sektörlerden biri de şüphesiz inşaat sektörü. Sektörün çevre üzerindeki büyük etkisi düşünülünce, tüm paydaşların sorumlu davranmalarının hepimiz ve evimiz dünya için ne kadar önemli olduğu görülüyor. Yapı malzemelerinin geri dönüştürülebilir olmaları bu anlamda çok büyük önem taşıyor. İç mekanın yenilenmesi ya da yıkım halinde ortaya çıkan devasa atık yığını, yeniden kullanılmadığı takdirde çevremiz için büyük tehdit oluşturuyor.

Bu anlamda Durlum, yüksek oranda geri dönüştürülebilen hammaddeleri kullanarak çevresel sorumluluklarımızı yerine getirir. Geri dönüştürülebilir yapı elemanları, sürdürülebilir tasarım yaklaşımının bir parçasıdır. Bu elemanlar, geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilir ve yapıların çevresel etkisini azaltmayı amaçlar.

Biyofilik Tasarım: Doğayla Bağını Yeniden Kur

Temelinde insanların sağlık, refah ve konforunu artırmayı hedefleyen biyofilik tasarım, insanı doğayla daha fazla bağlantı kurmaya teşvik eden bir tasarım yaklaşımı. Bu yaklaşımın mimari tasarımdaki yansımaları ise; doğal malzemelerin kullanılması, iç mekana daha fazla peyzajın dahil edilmesi ve doğal ışığın hayatımıza daha verimli şekilde entegre edilmesi gibi başlıkları içeriyor. Biyofilik tasarım, doğayla bağlantı kurmanın stres azaltıcı etkisini vurgulayarak, hepimizin çağımızda ihtiyaç duyduğu iç huzuru yakalamanın anahtarını taşıyor. Bu nedenle, bir süredir duymaya alıştığımız biyofilik tasarım terimi, 2024'te mimarlık dünyasında daha fazla popülerlik kazanacak.

Mimaride biyofilik tasarımın dendiğinde aklımıza, doğal çevre ile iç mekanların daha organik bir şekilde bütünleştirilmesi; yaşam alanlarımızdaki tüm objelerde, mobilyalarda ya da yapı malzemelerinde doğal dokuların kullanılması ve şehir hayatında çoğunlukla mahrum kaldığımız yeşil ile bireysel iletişimimizi artırmamız geliyor. Daha sürdürülebilir ve doğal bir yaşam deneyimi isteyenler için birebir olan bu trend, şimdiden hepimizin dikkatini çekmiş durumda.

Tavanlar ve duvarlar bir mekanda görsel olarak en çok ilgimizi çeken yüzeyler. Bu anlamda Durlum’un ekolojik ve sürdürülebilir ürünleri bu yüzeylere doğal dokunuşlar yapmanız için sınırsız seçenek sunuyor. Örneğin PAREA gün ışığı simülasyon duvarlarını kullanarak, sağır bir duvarda, gün ışığına açılan bir pencere varmış izlenimi yaratabilirsiniz. PAREA, endirekt LED armatürlerinin ışığını reflektörler tarafından odaya yönlendirir ve yüzeyin arkasında gerçekten bir pencere varmış izlenimi verir. Yumuşak ve homojen bir aydınlatma ile derinlik illüzyonu yaratarak, mekansal algıyı genişletir, ortamı dinginleştirir.

Konforlu ve Ergonomik Tasarımlar

Pandemi sonrası iç mekanlarda vakit geçirme alışkanlığımız tamamen değişti. Artık evlerimiz, işyerlerimiz gibi günümüzün büyük kısmını geçirdiğimiz mekanlarda kendimizi daha konforlu ve huzurlu hissetmek istiyoruz. Bize bu huzuru ve konforu sağlayabilecek iki unsur olarak, doğal ve ergonomik tasarımlar bu yıl daha fazla tercih edilecek iki seçenek olarak öne çıkıyor.

‘Kendimizi evimizde hissetmek’ olarak nitelendirebileceğimiz konfor hissi, ergonomik tasarımlardan geçiyor. Bedenine iyi bakmanın, zihni de dinginleştirdiği fikri uzun yıllardır spiritüel çalışmalara yönelen sayısı azımsanamayacak bir kitle tarafından önemseniyor. Bedenimize iyi bakmamızın bir yolu da ergonomik tasarımlar kullanmamız. Bir tasarım ne kadar ergonomik anlamda tatmin ediciyse, zihnen de kendimizi o kadar verimli hissederiz. Bu anlamda, 2024’te insan doğası ile uyumlu, ergonomik, mutluluğumuzu artıran tasarımlar öncelik kazanacak diyebiliriz.

İnsan doğasına uygun yuvarlak formlar, sıcak tonlar ve doğal dokular da; konforumuzu artıran önemli bileşenler. Uzun yıllardır özellikle iş yerlerinde kullanılan gri tonlar ve ultra minimalizm şimdilik rafa kaldırılarak; turuncu gibi sıcak, nötr veya toprak tonlar hayatımıza daha çok dahil olacak gibi görünüyor. Bunun yanında köşeli formları olan net tasarımlar yerine, daha organik ve yuvarlak hatların öne çıkması bekleniyor. Görsel ya da dokunsal olarak doğal malzemelerin de hayatımıza daha çok dahil olacağı öngörülüyor. 2024 yılında, küresel anlamda, giderek doğa ile olan bağımızı kuvvetlendireceğiz gibi görünüyor.

Örneğin Durlum’un LOOP metal tavanları, ritmik yuvarlak boşluklu yapısıyla organik formlara uyum sağlar. Lumeo-R ve Tomeo-R tavan-aydınlatma sistemlerinin yuvarlak formları, tasarımınızdaki yuvarlak hatlarla uyum içinde kullanabilirsiniz. Ya da üçüncü boyutta bir yuvarlak form isterseniz Durlum’un DOMUS kavisli tavanları, mekanınıza akışkan bir dinamizm getirerek, tasarımınızda kullandığınız organik formları bütünleyecektir.

2024’ün Trend Renkleri: Peach Fuzz ve Apricot Crush

Her yıl tasarım meraklıları ve profesyonelleri için yılın trend renk tahminlerini açıklayan kurumlardan en önemlileri, Pantone Color Institute ve WGSN.

Pantone'nin kendi tanımlamasına göre, Pantone Color Institute™, küresel renk trendlerini tahmin ederek, şirketlere marka kimliği ve ürün geliştirmede rengin stratejik bir varlık olarak kullanılması ve entegrasyonu için tavsiyelerde bulunan bir danışmanlık kurumu. Mevsimsel trend tahminleri, özel renk geliştirme, ürün ve kurumsal kimlik için palet önerileri aracılığıyla dünya çapında önde gelen bir renk envanteri kaynağı olarak nam salmış olan Pantone Renk Enstitüsü, tasarım stratejilerinde rengin gücünden, psikolojisinden ve duygusundan yararlanmayı tavsiye ediyor.

Bu yıl Pantone Renk Enstitüsü’nce belirlenen yılın rengi ise ‘Peach Fuzz’ yani Şeftali Tüyü oldu. İnsana taze ve genç bir enerji veren bu ferah renk, yazın hiç bitmeyeceği hissine kapıldığımız o anların büyüsünü fısıldıyor. 2024 yılında, Peach Fuzz renginin; moda, iç mekan tasarımı gibi tasarımın neredeyse her dalında sıkça kullanılması bekleniyor.

Açılımı Worth Global Style Network olan dünyaca ünlü WGSN ise, global anlamda kabul gören bir trend tahmin ajansı. Her sene tasarımcıların merakla bekledikleri WGSN’nin renk tahminlerinden bu seneki, Pantone Color Institute’un tahminine benzer şekilde ‘Apricot Crush’, yani Kayısı Ezmesi.

Hem Peach Fuzz hem de Apricot Crush, iç mekan tasarımında tüm diğer trendlerle uyumlu olarak, doğal malzemelerle mükemmel şekilde kombine edilebilen bir tasarım için, uyumlu bir oyuncu görevini üstleniyor. Örneğin ahşap ve terakota gibi dokular, ya da yeşilin her tonu bu renklerle benzersiz bir uyum sağlıyor. Elbette bu iki sıcak tonla kontrast oluşturacak renkleri kullanarak da etkileyici kombinasyonlar yaratılabilir. Örneğin mavinin can alıcı tonları bu renklerle zıtlık yaratarak, enerji dolu bir iç mekan tasarlanabilir.

Durlum’un istediğiniz RAL rengine üretebildiği metal panelleri, bu anlamda dekorasyonunuz için tamamlayıcı bir unsur olabilir. Metal duvar panelleri ya da tavan sistemlerinde seçtiğiniz ürünü, yılın rengine boyatarak, mekanlarınızda kullanabilirsiniz. Örneğin LIVA açık hücreli metal tavanın, alüminyum panjurlarının her iki yüzeyini de ayrı renkte kullanabilir ve tavanınızda dinamik bir görsel etki yaratabilirsiniz. LIVA’nın farklı yüksekliklerde birleştirilebilen, birbirine dik açılarda yerleştirilmiş alüminyum panjurları, tavanda hareketli bir görünüm oluştururarak mekanınıza enerji verir.

Durlum’un metal yüzeylere uyguladığı toz boyası, tek katmanlı bir kaplama olarak kullanılır ve uluslararası yangın dayanımı sınıflandırmalarına uygundur. Toz boya uygulaması, hava koşullarına, korozyona, UV ışınlarına, mekanik etkilere ve kimyasallara karşı yüksek direnç sağlar. Çevre dostu bir proses olan toz boya uygulaması sırasında boya, oyuklar ve kenarlar dahil her noktaya nüfus eder.

Bu sıcacık renkler, ihtiyaç duyduğumuz sakin ve sevgi dolu ortamı bize hissettirmek için bu yıl her yerde karşımıza çıkabilir. Peach Fuzz ve Apricot Crush, 2024’te güneşin tüm tonlarını yaşam alanlarımıza doldurarak içimiz ısıtacak gibi görünüyor…

2024 Hepimizin Yılı Olsun

Bu yılın tasarım trendlerinin en güzel tarafı, her bütçeye uygun olarak uyarlanabilir olmaları ve hepimiz için düşünülmüş olmaları. Yani aslında çağımızın teması tasarruf ve bilinçli tüketim olduğu için, hepimizin hayatlarımıza mutlulukla adapte edebileceği seçenekler mevcut. Bilinçli tüketim ve doğayla bağımızı kuvvetlendiren tutumlar, bizi her anlamda daha yüksek bir bilinç seviyesine taşıyacağı için; daha ılımlı sosyal ilişkilerin kurulduğu ve savaşların artık bittiği bir dünyaya bizi taşıyabileceğini umut ediyoruz. 2024’ün, çevremize karşı daha duyarlı, doğal kaynakları kullanmak konusunda daha bilinçli ve daha az atık ürettiğimiz bir yıl olmasını hedefliyoruz…

Hepinize sağlıklı, mutlu ve başarılarla dolu bir 2024 diliyoruz…