
Yapı Sektöründen Ortak Çağrı: “Doğru malzeme, doğru uygulamalarla binalarımızı depreme karşı hazırlayalım”
Türkiye İMSAD ile Türkiye İMSAD üyesi dernekler, "Ülkemiz bir deprem ülkesi. Mevcut binalarımız açısından depremin yıkıcı gücü karşısında endişeliyiz. Binalarımızı güçlendirelim, 80 -100 yıl ömrü olan güçlü binalar yapalım. Doğru malzeme, doğru uygulamalar binaları güçlü kılar. Bu bilincin ve uygulamaların yerleşmesini sağlayalım" çağrısında bulundu.
Kentsel dönüşümde, yeni binaların standartlara uygun şekilde yapılmasının yanı sıra güçlendirme ve yenileme seçenekleri de iyi değerlendirilmeli
"Kentsel dönüşümü aslında bir kentin nüfusu artarken buna paralel olarak yaşam koşullarının geliştirilmesi, ulaşımdan eğitim alanlarının yeniden düzenlenmesine kadar kapsamlı, afetlere karşı dayanıklı ve ‘akıllı’ yaşam alanlarının oluşturulması olarak tanımlamamız gerekiyor. Kentsel dönüşüm, sosyal bir olay ve uzun vadeli olarak tüm yönleriyle planlanmalı. Öncelikle, deprem kuşağında bulunan ülkemizde riski depremin değil, güvensiz yapıların oluşturduğu bilinciyle hareket etmeli, şehirlerimizi bu gerçeklik çerçevesinde kurgulamalıyız. Kandilli Rasathanesi verilerine göre, İstanbul'da yaşanması muhtemel 7,5 civarında bir depremde mega kentte bulunan yaklaşık 1,2 milyon binadan 491 bininin hasar alması bekleniyor. Söz konusu senaryoda 13 bin 492 binanın çok ağır, 39 bin 325 binanın ağır, 136 bin 746 binanın orta, 300 bin 963 binanın ise hafif hasar alacağı öngörülüyor. Bu tablo karşısında İstanbul için en acil ihtiyaç, binaların durumlarının tespit edilmesi ve her bir bina için özel reçetenin oluşturulmasıdır. Türkiye’nin tamamına baktığımızda ise hala 1.5 milyonu acil olmak üzere 6.5 milyon konutun deprem riskine karşı dönüşmesi gerektiğini biliyoruz. İstanbul Kentsel Dönüşüm Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre son 9 yılda 240 bin yapı için riskli raporu alındı. Bu yapılardan 215 bin adedi içinde bulunan 720 bin bağımsız birim yıkıldı. Şubat ayı başında Resmi Gazete’de yayımlanan kararla riskli yapı olarak tespit edilen gerçek ve tüzel kişilere ait konut ya da iş yerlerine verilecek olan faiz destekli kredilerde, kredi tutarı iki katına çıkarıldı. Bunlar çok önemli adımlar. Ülkemizin özellikle içinde bulunduğumuz dönemde sınırlı kaynakları olduğunun farkındayız. Dolayısıyla bizlerin, binalarımızda deprem güvenliği konusunda tüm ümidimizi uzun vadeli kredilere, desteklere bağlamadan, deprem güvenliğini geliştirme bilincimizi artırıp kaynaklarımızın kullanım önceliğinin deprem güvenliğine aktarılmasını sağlarsak, güvenli yapılara geçme motivasyonu da artacaktır. Halkımızın deprem güvenliği bilincini tespit etmek ve geliştirme stratejilerini belirlemek adına uzun vadeli bir seferberlik başlatılması gerektiğine inanıyoruz. Kısa vadeli çözüm arayışları bizi istenen sonuca ulaştırmayacaktır.”
“Binalar üç grupta kategorize edilerek; ‘kesinlikle yıkılması gerekenler’, ‘güçlendirilerek kullanılabilecekler’, ‘deprem riski olmayan binalar’ olarak tasnif edilmeli. Alan dönüşümü esas alınmalı. Ayrıca ülkemizde kentsel dönüşüm kapsamında tek uygun çözüm olarak vurgulanan ‘yıkım ve yeniden yapımın’ yanı sıra, Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi ‘güçlendirme/yenileme’ çalışmalarının da önemli bir seçenek olduğunun farkında olmalıyız. Ülkemizde bu sürecin sağlıklı bir şekilde ve hızlanarak devam etmesi, kentsel dönüşümün salt bir bina dönüşümü olarak görülmemesi, 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, 100 yıllık yapılar, yaşam alanları inşa edilmesi gerekiyor. Böylesi büyük ve kapsamlı çalışmaların uçtan uca planlanmasını önemli görüyoruz. Türkiye inşaat malzemeleri sanayisini temsil eden Türkiye İMSAD olarak, deprem gibi hayati bir konuda çözüm üretmeye, sorumluluk almaya devam edeceğiz. Bu ortak seslenişimize kendi faaliyetleri bakımından katkı sağlayarak, kaliteli malzemenin ve uygulamaların önemine değinerek değerli mesajlar veren tüm üyelerimize teşekkürlerimizi sunarız."
Türkiye İMSAD üyesi derneklerin deprem tedbirlerine yönelik mesajları şöyle:
Armatür, Valf, Musluk, Tesisat Ekipmanları ve Vana Sanayicileri Derneği: Ülkemiz topografik yapısı ve iklim şartları sebebiyle depremler başta olmak üzere doğal afetlere karşı her zaman hazırlıklı olunması gereken bir konumdadır. Depreme dayanaklı binalar inşa etmek ve afet odaklı kentsel dönüşümün yanı sıra bulunduğumuz ortamın ve bulunduğumuz şehrin belli bir şekilde sürdürülebilirlik kavramı içinde var olmasını da sağlamak gerekmektedir. Özellikle İstanbul gibi çok göç alan şehirlerde sürdürülebilirlik kavramı çok önemlidir.
BİTÜDER - Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği: Yapıların taşıyıcı sistemlerine sızan su, korozyona, dolayısıyla taşıyıcı sistemdeki demirlerin çürümesine, zayıflamasına sebep olur. Yapılarımızı su yalıtımı ile korozyona karşı korumaya almalıyız. Su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyeti, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadardır. Sağlıklı güvenli yapılara kavuşmak, doğru malzeme seçimi ve uygulamalarla mümkün.
ÇATIDER - Çatı Sanayicileri ve İş Adamları Derneği: Yapının önemli bölümlerinden çatının dayanıklılığı, depremde hayat kurtaran bir unsur haline gelebilir. Ülkemizde milyonlarca yapıda standartlara uygun olmayan çatı bulunduğunu görüyoruz. Büyük bölümü geleneksel uygulama metotları ve malzemelerle yapılan bu çatılar, depremde oluşabilecek riskleri artırabilir. Bu nedenle deprem güvenliği için yapıların temelden çatıya her bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi şart.
ETMD - Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği: Yapıların elektrifikasyonu bağımsız ve yetkin kuruluşlarca kontrol edilip raporlanmalıdır. Standartları karşılayan malzeme ve cihazlar kullanılmalı, tüm tesislerde depremde elektriğin güvenli şekilde kesilmesini sağlayan ekipmanların kullanılması mecbur kılınmalıdır. Hastane, okul ve benzeri kamu binalarında, elektriği şebekeden bağımsız olarak kesintisiz sağlayacak sistemler oluşturulmalıdır. Gerektiğinde kullanılmak üzere seyyar enerji kaynakları kullanıma hazır halde bulundurulmalıdır.
İKSD - İskele Kalıp Sanayicileri Derneği: İnşaatlarda standartlara uygun kaliteli kalıp kullanımı beton kalitesine dolayısıyla binaların depreme dayanımına olumlu yönde katkı sağlayacaktır. Merkezi ve yerel yönetimler tarafından inşaatların planı, projesi ve tüm aşamaları titizlikle kontrol edilmelidir. Ortak çabayla riskler bertaraf edilmeye çalışılmalıdır. Olası afet ve acil durumlar için davranış modelleri ve senaryolar oluşturularak tüm vatandaşlarımız sürekli olarak bilinçlendirilmeli, internetin ve sosyal medyanın gücünden yararlanılmalıdır.
KÜB - Katkı Üreticileri Birliği: Yapıların deprem güvenliklerinin sağlanmasında; betonun, yapının taşıyıcı sistemini oluşturan en önemli malzemelerden biri olması, dayanımı ve durabilitesi yüksek betonların kullanılmasını zorunlu kılar. Betonun ana karakterini belirleyen en önemli etkenlerden biri beton içerisinde kullanılan kimyasal katkı malzemeleridir. Ancak yüksek teknolojili katkı kimyasalları ile üretilen kaliteli beton sayesinde uzun ömürlü ve sağlam yapıların yapılması mümkün olacaktır.
PANELDER - Yalıtımlı Panel Üreticileri Derneği: Sağlıksız kentleşme ve kaçak yapılaşmaya dur diyebilmek, güvenli yapılar üreterek depremle yaşamayı öğrenebilmek, depreme karşı önlem almamanın cinayet olduğunu hatırlatmak ve yaşanabilir kentleri birlikte yaratabilmek için inşaat sektöründeki tüm STK’lar el ele vermelidir. Deprem bölgesinde yer alan ülkemizde, çatı ve cephelerde Derneğimizin temsil ettiği iki tarafı sac kaplı, hafif sandviç panel malzemelerin kullanımı teknik olarak mümkün olan yerlerde yaygınlaştırılmalıdır.
PÜKAD - Pencere ve Kapı Sektörü Derneği: Kıtaların birleştiren iki boğazla bir iç deniz barındıran, dört mevsimin yaşandığı, verimli tarım topraklarıyla geçmiş tarihlerde birçok imparatorlukların yaşamını sürdürdüğü, kimilerine göre ‘dünyanın başkenti olsa olsa İstanbul olur’ denilen şehri bulunduran, sanayisiyle ekonominin lokomotifi, derin tarihi mirasın büyüklüğü kadar sismik talihsizliğe sahip olan Marmara Bölgesi’nin normalin üzerinde korunması gerekir.
TGÜB - Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği: Afet odaklı kentsel dönüşüme hız verilmesini, yıkıp yapmak kadar bina güçlendirme destekleri ile yenileme hızının artırılmasını, toplumsal bilinçlenme için harekete geçilmesini diliyoruz. Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği olarak nitelikli yapı malzeme ve uygulamalarının yaygınlaşması, halkımızın ihtiyaçlarıyla uyumlu kentsel dönüşümün en kısa sürede tamamlanması, toplumsal bilinç düzeyinin artırılması, afet risklerinin azaltılması konusunda ivedilikle harekete geçilmesi için çaba ve desteğimizi sürdüreceğiz.
TİMDER - Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği: Mevcut durumda ülkemizdeki 6,7 milyon yapı riskli statüsünde bulunmaktadır ve bunlardan 1,5 milyonunun acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde ilk tercihlerden biri olan güçlendirme çalışmaları ülkemizde uzun yıllar boyunca kentsel dönüşümün gölgesinde kalmış oldu. Yıkıp yeniden yapmaya kıyasla yüzde 50 daha az maliyetli olan güçlendirme çalışmaları, güçlendirmeye uygun binalarda olası bir depremi en az hasarla atlatabilmemizi sağlayacaktır.
TUCSA - Türk Yapısal Çelik Derneği: İnsan hayatına ilişkin çalışmalarda tüm siyasi kaygılardan arınmış birlik ve beraberlik içinde dayanışma sağlanmalı, günlük çareler yerine orta ve uzun vadeli çözümlere gidilmelidir. Kamu, üniversite ve sanayi arasındaki kopukluk giderilmeli, AR-GE çalışmaları daha fazla teşvik edilmelidir. Standart - Yönetmelik karmaşası sona erdirilmelidir. Binaların sadece depreme dayanıklı olmaları değil, tüm anlamıyla çağdaş bina özelliklerini içeren, yapısal açıdan güvenli, enerji verimliliği yüksek, çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğinin yeterli olmaları sağlanmalıdır. Binaların tasarım, yapı malzemesi, imalat ve uygulama sürecinin standart ve yönetmeliklere uygun olarak yapılması sağlanmalı, bunun için belgelendirme ve denetim sistem kendi kendini denetleyecek hale getirilmelidir.
TUKDER - Tuğla ve Kiremit Sanayicileri Derneği: Tuğla ve kiremit sanayicileri olarak depreme dayanıklı tuğla ve kiremit üretiminde Ar-Ge çalışmaları organize ederek, ulusal ve uluslararası projelerde yer alarak, depreme dayanıklı yapılarla ilgili mevzuat ve teknik çalışmalara katkı sağlayarak, deprem bilincinin arttırılması ve etkilerinin azaltılması için yapılan faaliyetleri destekliyoruz.